top of page
 
Organların Anlamları    

            Bağışıklık ve

               Alerji

Fiziksel gevşemeyi bilmiyorsak, zamanla bağışıklık ( immün sistem ), sinirler, kas, eklem ve iç organlarda fonksiyon bozuklukları görülmesi kaçınılmazdır. Duruş bozukluklarında, gergin ve mutsuz bir psikolojide, özellikle yüz, omuz ve sırt kaslarımız gerilir. Bu durum nefes alış verişimize de aynı anda yansır. Daha açık ifadeyle; insanlar, her türlü duygu ve  düşüncelerini bedenlerinde deneyimler ve aynen yaşarlar.

Bağışıklık ( İmmün Sistem )

Holistik ( bütünsel ) anlayışın gelişmesiyle bağışıklık sisteminin sadece fiziksel bir olgu olmadığı aynı zamanda duygu – düşüncelerimizden de çok net bir şekilde etkilendiği çalışmalarla sabittir.

ABD, İngiltere, Kanada  gibi alternatif ve tamamlayıcı tıbbın gelmiş olduğu ülkelerde, “Psiko-nöro-immünoloji” adı altında yeni bir bilim dalı oluşmuştur. Bu alan, beden ve zihnin bir bütün hareket ettiğini gözlemlediğinden, bağışıklık sistemini hem fizyolojik hem de psikolojik olarak incelemekte ve yeni tedavi yöntemleri önermekte ve uygulamaktadır.

Doğadaki tüm canlılar kendilerinden olmayan doku, hücre ve moleküllere karşı savunma sistemlerine sahiptirler. İnsan ve hayvanlarda da hastalıklara karşı koruma yapan, patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eden vücut sisteminin adı “Bağışıklık Sistemi”dir.

Sistem, canlı vücudunda, virüslerden parazit solucanlara, kanser hücrelerinden bakterilere, vücuda giren veya vücutla temasta bulunan her yabancı maddeye karşı tarama yapar ve onları, canlının sağlıklı vücut hücrelerinden, dokularından ayırt eder ve onlarla mücadele ederek etkisizleştirir. Bu mücadelede bazı karmaşık mekanizmalar gelişmiştir.

Bağışıklık sistemi, özel işlevlere sahip çok sayıda farklı hücre ve molekül içermektedir. Bağışıklık sistemi organları; Lenf bezleri, Lenf düğümleri, Lenf Sıvısı, Bademcikler, Timus, Dalak, Kemik iliğidir.







Bağışıklık sistemi genelde iki bölüm halinde incelenir:



• Doğal (doğuştan) bağışıklık:

Kalıtsal öğeler içerir ve bunlar hemen ilk savunma hattını oluştururlar.


• Edinilmiş (kazanılmış) bağışıklık:

Belirli patojenleri hedef alacak özel antikorlar ve T hücreleri üreterek vücut belirli patojenlere karşı özel bir bağışıklık geliştirebilir. Bu tür bir yanıtın gelişmesi günler alabilir ve ilk saldırıyı önlemede pek etkili değildir, fakat normalde daha sonraki enfeksiyonları önler ve uzun süreli enfeksiyonların temizlenmesine yardımcı olur.

Bağışıklık yetmezliği, bağışıklık sisteminin bileşenlerinden biri ya da birkaçı inaktif duruma geldiğinde meydana gelir. Çok genç ve yaşlı olmak, dengesiz ve yetersiz beslenme, obezite, alkolizm, uyuşturucu bağımlılığı, yasal olmayan ilaçlar, psikolojik nedenlerle moralin düşük olması ve yaşam amacının sekteye uğraması bağışıklık işlevlerinin zayıflamasına neden olan başlıca sebeplerdir.

Bağışıklık sistemindeki bozukluklar hastalıklara neden olabilir. Bağışıklık yetmezliği hastalıkları, bağışıklık sistemi normalden daha az etkin olduğunda meydana gelir, tekrarlayan ve yaşamı tehdit eden enfeksiyonlarla sonuçlanır.

Bağışıklık yetmezliği ayrıca bazı genetik hastalıkların bir sonucu ya da HIV virüsünün neden olduğu AIDS gibi bir enfeksiyonun sonucu olarak da görülebilir. Buna zıt olarak, kendinebağışık (otoimmün) hastalıklar, normalden fazla etkin olan bir bağışıklık sisteminin, vücudun kendi dokularını yabancı olarak algılayıp, onlara saldırmasıyla sonuçlanır. Yaygın kendine bağışık hastalıklar; Romatoid artrit, diyabet tip 1 ve sistemik lupus eritematozus'dur.

Ayrıca alerjileri de bu gruba katabiliriz. Çünkü vücut normalde tepki vermemesi gereken bir maddeye bazı nedenlerden dolayı tepki vererek alarm çalmaktadır. Vücudu koruyan bağışıklık sistemi, bazı insanlarda zararlı olmayan birtakım maddelere karşı da aşırı yanıt verir. Bu reaksiyonlara "aşırı duyarlılık" ya da "alerji" adı verilir.





Alerji,



Vücudu koruyan bağışıklık sistemi, bazı insanlarda zararlı olmayan birtakım maddelere karşı da aşırı yanıt verir. Bu reaksiyonlara "aşırı duyarlılık" ya da "alerji" adı verilir. Alerji, aslında zararlı olmayan bazı maddelerden veya hava şartlarından etkilenmesi ve / veya psikolojik etkenler sonucu bazı maddelere aşırı reaksiyon göstermesidir. Alerjik reaksiyona yol açan antijene de "alerjen" denir.

Alerjik reaksiyonlar tek tip değildir, birçok yolla ortaya çıkarlar, vücudun değişik bölümlerinde meydana gelebilirler ve çeşitli şiddette olabilirler. Alerjen olan maddeler oldukça farklı maddeler olabilir ve bunların başında çiçek tozları ( polen ), ev hayvanlarının tüyleri, besin maddelerindeki bazı bileşikler, özellikle de hormonlu ve ilaçlı besinler sayılabilir.


Bu maddeler solunum yolu ile alınabildiği gibi, ciltten temas ya da yiyecek şeklinde ağızdan da alınabilir. Bu maddeler alerjik reaksiyon gelişebilmesi için vücuda daha önceden girmiş olmaları gerekir. Yani vücudun bağışıklık sisteminin bu maddeyle daha önce karşılaşması ve bunlara duyarlı hale gelmesi gerekir. Daha sonraki karşılaşmalarda çok hızlı bir şekilde reaksiyonlar gelişir.

Bu reaksiyon ( tepki ) çeşitleri; kaşıntı, kurdeşen, hapşırma, burun akıntısı, burun ve genizde kaşıntı, burun tıkanıklığı ve geniz akıntısı olabilir.

Alerji, aslında zararlı olmayan bazı maddelerden veya hava şartlarından etkilenmesi ve / veya psikolojik etkenler sonucu bazı maddelere aşırı reaksiyon göstermesidir.



Psikosomatik alerjiler için bizimle iletişime geçebilirsiniz.



/  beden zihin enerji ruh  \

















Uyarı:

Yanda organların yaşamdaki simge anlamları verilmiştir. Bunlar dünyada yapılan istatiksel bilgilere ve duyudışı algıları güçlü holistik uygulayıcıların deneyimlerine göre şekillenmiştir. Her organın birden fazla derin anlamı da vardır. Organların anatomik yapıları ve teşhis-tedavi için uzman doktorunuza görünmeniz salık verilir.

/  beden zihin enerji ruh  \

 

 

 



 

Ayaklar: Kendimizi, başkalarını, hayatı anlama kapasitemizi temsil eder.



Ayak parmakları: Geleceğin küçük ayrıntılarını temsil eder.



Eklemler: Hayatımızın yön değiştirmesini temsil eder.



Ayakbileği: Hareket ve yol belirlemeyi temsil eder.



Dizler: Egoyu, kendimize ve çevreye yargımızı temsil eder.



Bacaklar: Yaşam yolunda ilerlemeyi temsil eder.



Kalça: Büyük kararları ve gidilecek yönü temsil eder. 



Omuz: Bedenin eylem merkezidir. Taşıdığımız sorumlulukları temsil eder.



Kollar: Hayat deneyimlerini, sevgiyi kucaklama kapasitesi, yeteneğini ve eylemi temsil eder.



Dirsekler: Eylemlerimize zindelik ve esnekliği temsil eder.



Eller: Hayatla ve kendimizle alış verişi temsil eder. Sağ; alan el (eril). Sol; veren el (dişil). hayatı ele alış biçimimizi temsil eder.



El bileği: Hareketi ve kolaylığı temsil eder.



El Parmakları: Hayatın detaylarını simgeler.



Boyun: Zihin beden dengesini, mantık duygu dengesini ve başı dik tutmayı temsil eder.



Diş ve Diş eti: Sınırları, kararlılığı temsil eder.



Çene: Rahat olmayı ve güveni temsil eder.



Sırt, Hayata karşı dik durmamızı ve gücü temsil eder.



Karın: Kendimize ve çevreye güveni, değeri temsil eder.



Göğüs: Dışarıdan nasıl göründüğümüzü, imajımızı temsil eder.



Göğüsler: Anneliği ve şefkati temsil eder.



Yüz: Dünyaya gösterdiğimizi temsil eder.



Kaslar: Hareketi, gücü ve kararlılığı temsil eder.

 



Kaba etler (butlar): Gücü temsil eder. Gevşek olması, kabahatler, gücün kaybolması.



Omurga: Hayatın esnek desteğini temsil eder.



Kemikler: İnsanın temel yapısını, dengesini ve gücünü temsil eder.



Rahim ve Yumurtalıklar : Yaratıcılığı, yaşam kaynağını temsil eder.



Vajina: Açıklık ve teslimiyeti temsil eder.



Testisler: Cinsel arzu ve gizli tutkuları temsil eder.



Prostat: Cinsel ve yaşamsal gücü temsil eder. 



Kan: Bedende hazzı temsil eder.



Mide: Kişi ve olayları sindirimi, kaygıyı temsil eder.



Böbrek: Duyguları, ikili ilişkileri ve dengeyi temsil eder.

Mesane: Yaşanılan korku ve sorunların depo edilişini temsil eder. 



Bağırsaklar: Özümsemeyi, alış-verişi ve duyguları temsil eder.



Rektum: Boşaltmayı, öfke ve şiddet duygularının dışa vurumunu temsil eder.



Karaciğer: Değişimi, dönüşümü ve öfke - kin - tepki duygularını temsil eder. Varlık amacımızla da ilgilidir.



Safra: Bilgileri değerlendirme ve özümsemeyi temsil eder.



Kalp: Sevgi, güven ve neşeyi temsil eder.



Akciğerler: Yaşam alanımızı, duyguları ve bağımsızlığı temsil ederler.



Nefes: Hayatı içimizde hissetme yeteneğini temsil eder.



Diyafram: Duygu paylaşımını temsil eder.



Epifiz: Gece gündüz dengesini, dünyevi - uhrevi dengeyi temsil eder. Ruhun yeri olarak bilinir.

 

Hipofiz: Başkalarını ve kendimizi ( otokontrol ) kontrolü temsil eder.



Tiroid: İletişim ve hayattaki akış hızımızı temsil eder.



Timüs: Bağışıklık sistemini temsil eder.



Böbreküstü: hayattaki heyecanı ve kendi ayaklarımız üzerinde duruşu temsil eder.



Pankreas: Hayatın tadını simgeler.



Eşeysel bezler: Üreticiliği, yaratıcılığı, hayattan alınan keyfi temsil eder.



5 Duyu


Antik filozoflar duyuları "ruhun pencereleri" olarak tanımlamışlardır. Aristo bugün en çok bilinen 5 duyudan bahsetmiştir. 



Duyu organları, en basit haliyle, "5 duyu" olarak da adlandırılan; görme, koklama, işitme, tat alma ve dokunma işlevlerini yerine getiren göz, burun, kulak, dil ve deridir.



Gözler: Geçmişteki, an’daki ve gelecekteki berrak görüşü ve vizyonu simgeler. Gözler ruhun aynasıdır.



Kulaklar: İşitme kapasitesini, duymak isteyip istemediğimiz kişi ve olayları temsil eder. "Kulak kesilmek." 



Burun, oksijeni ve yaşam enerjisi prana'yı akciğerlere alış yolumuzdur. Yaşamın hem tatlı hem de sert yanlarını algılamamızı temsil eder. "Havayı koklamak."



Dil, hayatın tadını ve söylenen şeyleri yutmayı, kendimizi ifade etmemizi temsil eder.



Deri, cilt ise kendimizle çevremiz arasındaki sınırdır. Çevremizle, içselliğimizle iletişimi ve sınırlarımızı temsil eder.



 





 

bottom of page