
Latince “Salus Per Aquam” yani sudan gelen sağlık anlamındadır. Amaç su kullanılarak daha sağlıklı olmak, suyun farklı şekillerde kullanılmasıyla ferahlama duygularının elde edilmesidir. Genel olarak mineral sular ve deniz suyundan faydalanılır. SPA`nın binlerce yıllık geçmişi Mezopotamya'dan başlar. Romalılar ve Osmanlılar tarafından geliştirildikten sonra Doğu Asya kültürüyle daha da güçlenmiştir.

Kundalini, antik Vedik bilgilere göre, spiral anlamına gelen "kundal" kelimesinden türemiştir. Uyuduğunda omuriliğin dibinde üç-bucuk kez kıvrılmış, uyandığında omurilikte (Ağaç gövdesi ) yılan figürü şeklinde resmedilir. Antik bir çok kültürde değişik isim ve sembolle gösterilmiştir. Bunlar; Hint’de Yılan Gücü, Tibet’te Lung, Çin’de Büyün Kan ve Li, Budizm’de Tummo Ateşi, Musevilerde Shekinah, Hristiyanlarda Kutsal Ateş ve Müslümanlarda Sufi Latifaları olarak geçer.

Çoğu zaman ne yazık ki dikkatimizi kendimize vermiyoruz. Her zaman hata karşıdakinde, olaylarda ve kaderde olduğunu düşünüyoruz. Zihinsel bakış açımızı değiştirdiğimizde yaşamın da zahmetsizce değiştiğini deneyimliyebiliriz. Değişim çok kolay değildir ama bir kez olumlu bakış açısına sahip olduktan sonra yaşam gerçekten çok keyifli ve neşeli bir oyun alanı olacaktır.

Latince “Salus Per Aquam” yani sudan gelen sağlık anlamındadır. Amaç su kullanılarak daha sağlıklı olmak, suyun farklı şekillerde kullanılmasıyla ferahlama duygularının elde edilmesidir. Genel olarak mineral sular ve deniz suyundan faydalanılır. SPA`nın binlerce yıllık geçmişi Mezopotamya'dan başlar. Romalılar ve Osmanlılar tarafından geliştirildikten sonra Doğu Asya kültürüyle daha da güçlenmiştir.

Beden Zihin Enerji Ruh
Bütünsel ( holistik ) Uygulamalar
Hayatın, fiziksel, zihinsel ve ruhsal
olarak farkında olan bir insan;
mutludur, huzurludur ve tam sağlıklıdır.
Fatih KÜÇÜKUYSAL
Zihni iki bölüme ayırabiliriz. Düşünceler ve duygular. Duygu düşüncelerimiz mi bizi yönetir yoksa biz mi onları ? Bunları izlemeye ve fark etmeye başladıkça aslında olumsuza kaydığımızı ve bunun ne kadar gülünç ve saçma olduğunu kişi kendi görecektir. Çoğu zaman, ne yazık ki, dikkatimizi kendimize vermiyoruz. Her zaman hatanın karşıdakinde, olaylarda ve kaderde olduğunu düşünüyoruz. Oysa ki zihinsel bakış açımızı değiştirdiğimizde, yaşamın da zahmetsizce değiştiğini deneyimliyebiliriz.
Doğu tıbbının binlerce yıllık deneyiminde ve şu an yapılan modern holistik araştırmalarda, psiko-somatik rahatsızlıkların ötesinde viral ve bakteriyel rahatsızlıkların dahi alt nedenlerinde kötü anıların, travmaların ve olumsuz deneyimlerin yattığı görülmektedir. Bu olumsuz inanç kalıpları ve deneyimler, bedenin bioenerji sistemindeki düzgün akışı olumsuz yönde etkiler ve önlem alınmazsa fiziksel rahatsızlık oluşumuna zemin hazırlar.
Ağrılar: Sevgiye hasret çekmek. Dokunulmayı özlemek.
AIDS: Kendini reddetmek, cinsel suçluluk ve yetersizlik duygusu.
Akciğer sorunları: Hayatı kabul etmemek. Üzüntü.
Dolu dolu bir yaşama kendini layık görmeme.
Akıntı: Eşe ve kendine duyulan kızgınlık ve cinsel suçluluk duygusu.
Kendini cezalandırma.
Alerjiler: Kendi gücünü reddetmek. Birinden rahatsız olmak.
Alkolizm: Yararsızlık, suçluluk, yetersizlik duygusu. Kendini reddetme.
Alzheimer: Yaşamı terk etme arzusu. Hayatı olduğu gibi kabul edememek
Anemi: “Evet, ama” yaklaşımı. Haz yoksunluğu. Yaşam korkusu.
Anksiyete (kaygı): Hayatın akışına ve gidişatına güven duymamak
Anüs apsesi: Bırakmak isteyip bırakamamanın kızgınlığı.
Anüs acısı: Suçluluk duyma. Cezalandırılma arzusu. Yetersizlik.
Anüs kaşınması: Geçmiş hakkında suçluluk duymak. Pişmanlık.
Anüs kanaması: Kızgınlık ve öfke.
Apandisit: Korku, yaşam korkusu. İyi şeylerin akışını engellemek.
Apse: İncinme, küçümsenme, intikam duyguları içinde dönüp durmak
Artrit: Sevilmediğini hissetmek. Eleştirilmek, kırgınlık.
Artritli parmaklar: Cezalandırma, suçlama arzusu. Kurban hissetmek.
Araba tutması: Korku. Tutsaklık. Tuzağa düşmüş hissetmek.
Astım: Nefes almaya hak duymamak.
Boğulmuşluk duygusu ve bastırılmış gözyaşı.
Aybaşı sorunları: Kadın olmaktan duyulan suçluluk duygusu.
Cinsel organların günah, pis olduğu inancı.
Bacak sorunları:
- Üst: Çocukluk travmalarının etkisinden kurtulamamak.
- Alt: Gelecek korkusu. Kıpırdamak istememek.
Bademcikler: Korku. Bastırılmış duygular. Tıkanmış yaratıcılık.
Bağımlıklar: Kendinden kaçmak. Korku. Kendini sevmeyi bilmemek
Bağırsak Sorunları: Eski ve ihtiyaç duyulmayan şeyi atmaktan korkmak.
Baş ağrısı: Değersizlik duygusu. Korku. Kendini eleştirmek.
Baş dönmesi: Kaçış. Dağınık düşünce. Görmeyi reddetmek.
Bayılmak: Korku. Baş edememek.
Beden Kokusu: Korku. Kendinden hoşlanmamak. İnsanlardan korkmak
Beyin Tümörü: Yanlış programlanmış inançlar. Değişmeyi reddetmek.
Boğaz sorunları: Kendi adına konuşamamak. Yutulmuş kızgınlık.
Tıkanmış yaratıcılık. Değişme korkusu.
Boyun ağrıları: Soruna bir başka açıdan bakmayı reddetmek.
İnatçılık. Esnek olmamak.
Böbrek sorunları: Yargılamak, düş kırıklığı, başarısızlık. Utanç.
Çocuk gibi tepki göstermek.
Bronşit: Bağırılıp çağrılan aile ortamında bulunmak.
Burun kanaması: Kabul görme isteği. Önem verilmeme duygusu.
Cilt sorunları: Kaygı, korku, derindeki tehlike. Dokunulma yoksunluğu.
Cinsel hastalıklar: Cinsel organların günah ve pis olduğu inancı.
Suçluluk. Cinsellikte insanları kullanmak, tecavüz etmek.
Çene Sorunları: Kızgınlık. İntikam arzusu.
Çıban: Bize yapıldığını düşündüğümüz haksızlıklara duyulan zehirli öfke.
Etrafındaki yetişkinlerin çocukça davranışları.
Çürükler: Yaşamda küçük engeller. Kendini cezalandırma.
Disk kayması: Hayatta hiç bir desteğin olmadığı duygusu. Kararsızlık.
Diş sorunları: Uzun süreli kararsızlık. Düşünceleri analiz edememek
Diş eti sorunları: Kararları kesinleştirememek, hayat karşısında güçsüzlük.
Diyabet (Şeker hastalığı): Geçmişteki seçimlerinden pişmanlık duymak.
Hayatı kontrol altına alma ihtiyacı. Derin üzüntü.
Hayattan tat almama.
Diz sorunları: İnatçı ego ve gurur. Taviz verememek. Esnek olmamak.
Doğuştan rahatsızlıklar: Karmik.
Dudak uçuğu: Hayatı küçümseme alışkanlığı.
Kendini ve başkalarını aşırı eleştirmek ve şikayet etmek
Düşük: Gelecek korkusu. ‘Şimdi değil daha sonra’ demek.
Egzama: Aşırı muhalefet, düşmanlık. Zihinsel feveran.
Epilepsi (Sara): Eziyet çekme. Hayatı reddediş. Büyük mücadele
duygusu. Kendine yönelik şiddet.
Fıtık: Zedelenmiş ilişkiler. Gerginlik. Yanlış yaratıcı ifade.
Frijitlik: (Cinsel soğukluk): Korku. Hazdan korkma.
Cinselliğin kötü olduğuna dair inanç. Duyarsız eş.
Gastrit: Uzun süren kararsızlık.
Göğüs Kistleri, yumrular: Aşırı annelik. Aşırı koruma ve tahakküm.
Yaşamdan beslenmeyi engellemek.
Göz Sorunları: Hayatta gördüğü şeylerden hoşlanmamak.
- Astigmat: Kendini olduğu gibi görme korkusu.
- Katarakt: Geleceği karanlık görmek.
- Çocuklarda göz sorunu: Ailede olan biteni görmek istememek.
- Şaşılık: Aynı anda zıt amaçların olması.
- Hipermetrop: Anda yaşanılanların değerini bilmemek ve korkmak.
- Miyop: Gelecek korkusu.
- Glakoma: Taşlaşmış affetmezlik.
- Keratit: Aşırı kızgınlık. Yumruk atma arzusu.
Grip: Kitlesel karamsarlık ve inançlara uyum. Korku.
Guatr: Üzerinde baskılara duyulan nefret. Kurban. Doyumsuzluk.
Gut Hastalığı: Tahakküm etme ihtiyacı. Sabırsızlık. Kızgınlık.
Hazımsızlık: İçgüdüsel korku, kaygı, başa çıkamamak.
Hemoroid: Geçmişe duyulan kızgınlık. Geçmiş sorumluluğun baskısı
Hepatit: Değişime direnç. Korku, kızgınlık, nefret.
Herpes: Cinselliğin ayıp olduğu toplumsal inancı kabullenme.
Utanç duygusu. Cezalanma ihtiyacı.
Hipertiroid: İstenen şeyi yapamamaktan duyulan aşırı düş kırıklığı.
Daima hep başkalarını düşünmek.
Hipoglisemi: Hayatın yükü altında ezilmek.
Horlama: Kalıplaşmış düşüncelerden kurtulmayı inatçı bir reddediş.
İdrar yolu enfeksiyonu: Genellikle karşı cinse veya sevgiliye duyulan
öfke ve başkalarını suçlamak.
İktidarsızlık: Cinsel baskı, gerginlik, suçluluk. Toplum baskısı.
Önceki eşe duyulan öfke. Anne korkusu.
İshal: Korku. Reddetmek. Kaçış. Müsriflik.
İştah fazlası: Korku. Korunma ihtiyacı. Duyguları yargılamak
İştah azlığı: Korku. Kendini koruma. Hayata güvenmemek.
Kadın Sorunları: Kendini, dişiliğini, dişilik prensibini reddetme.
Kalp sorunları: Uzun süreli duygusal sorunlar. Haz yoksunluğu.
Kalbin katılaşması.Stres ve zorluklar.
Kalp Krizi: Haz duygusunu para, pozisyon vb için feda etmek.
Kan Pıhtılaşmaması: Haz duymaya kapalı olmak.
Kanama: Haz alma duygusunu yitirmek. Kızgınlık.
Kan Basıncı- yüksek: uzun zamandır çözülemeyen duygusal sorun.
Kan Basıncı -düşük: Sevgi yoksunluğu. Yenilgi.
Niye uğraşayım ki? Nasılsa bir şey değişmeyecek.
Kabızlık: Eski düşüncelerden vazgeçmeyi reddetmek. Cimrilik.
Kanser: Derin acı. Uzun süre taşınan kırgınlık, sır, hüzün.
Nefreti içine gömmek.
Karaciğer Sorunları: Sürekli şikâyet etmek. Kendini kandırmak.
Haklı çıkmak için sürekli hata bulmak. Kötü hissetmek.
Karın ağrıları: Korku, başlamış bir olayı, süreci durdurmak.
Kas Sorunları: Aşırı korku. Herkesi ve her şeyi çılgın bir şekilde
kontrol etme arzusu. Güven duymanın derin ihtiyacı.
Kaşınma: Akıntıya kürek çekme arzusu. Doyumsuzluk. Pişmanlık.
Kazalar: İstediğini dile getirememe. Otoriteye karşı çıkma isteği.
Şiddetle körü körüne inanmak
Kellik: Korku. Gerginlik. Her şeyi kontrol altında tutmaya çalışma.
Kemik Kırılması: Otoriteye karşı tepki.
Kısırlık: Hayat sürecine duyulan korku ve direnç Ya da anne baba
olmaya ihtiyaç duymamak.
Kızarıklık: Gecikmelerden duyulan rahatsızlık. Dikkat çekmenin bir yolu.
Kistler: Acı veren eski bir filmi tekrar tekrar seyretmek. Acıları beslemek.
Kolesterol: Haz kanallarının tıkanması. Haz alma korkusu.
Kolit: Aşırı derecede katı ana babalar. Eziyet çekme ve yenilgi duygusu.
Şefkate duyulan büyük ihtiyaç.
Koma: Korku. Bir şeyden veya birinden kaçmak.
Kramplar: Gerginlik. Korku. Sıkı sıkıya yapışmak.
Kronik hastalıklar: Değişimi reddetmek. Gelecekten korkmak.
Güvende hissetmemek.
Kuduz: Kızgınlık. Çözüm yolunun şiddet olduğu inancı.
Kulak ağrısı: İşitmek istememek. Fazla kargaşa. Kavga eden ana baba.
Kulak çınlaması: Dinlemeyi reddetmek. İçimizdeki minik sese
kulak vermemek. İnatçılık.
Larenjit: Öfkeden ve korkudan konuşamamak. Otoriteye kızgınlık.
Lösemi: İlham ve yaratıcılığın yok edilmesi.
Menopoz sorunları: Artık istenmemekten korkmak.
Yaşlanma korkusu. Kendini kabullenmeme.
Migren: Mükemmeliyetçilik, Köşede sıkışıp kalma duygusu. Cinsel korkular.
Mide bulantısı: Korku. Bir fikri ya da deneyimi kabul edememe.
Nasırlar: Katılaşmış kavram ve düşünceler. Somut korkular.
Nefes Kokması: Kızgınlık ve intikam dolu düşünceler.
Omurga eğriliği: Hayata güvenmemek. Onursuzluk.
Cesaretsizlik. Desteksizliğin korkusu.
Omurilik Menenjiti: Aşırı aile uyumsuzluğu. Kızgınlık ve öfke dolu
bir ortamda yaşamak. Aşırı içsel karmaşa.
Ödem: Birini ya da bir şeyi bırakamamak.
Pamukçuk: Dudaklardan dökülmesi engellenen çirkin, suçlayıcı sözcükler.
Parkinson : Korku. Herkesi, her şeyi aşırı kontrol etme arzusu.
Prostat sorunları: Zihinsel korkuların erkekliği zayıflatması. Vazgeçmek. Cinsel baskı ve suçluluk. Yaşlanma korkusu.
Raşitizm: Duygusal beslenme eksikliği. Sevgi ve güven yoksunluğu.
Safra taşı: Katı düşünceler. Lanetleme. Gurur.
Sağırlık: Reddediş. İnatçılık. Tecrit.
Saman Nezlesi: Duygusal tıkanma. Zamanla yarış. Suçluluk.
Sarılık: İçsel ve dışsal önyargı. Dengesiz mantık.
Selülit: Çocukluk anılarına takılı kalmak. Geçmişteki kötülükleri
unutamamak. İlerlemekte zorlanmak.
Sırt sorunları
- üst: Duygusal destek yoksunluğu. Sevilmediğini hissetmek.
Sevgiyi göstermemek.
- orta: Suçluluk. Sırta binen yükün altında ezilmek. “Sırtımdan in”.
- aşağı: Parasızlık korkusu. Ekonomik destekten yoksunluk.
Siğil: Küçük nefretler duyma. Çirkin olduğuna inanma.
Sinir krizi: Ben merkezcilik. İletişim yollarını tıkamak.
Sinirlilik: Korku, evham, mücadele, acelecilik. Hayata güvenmemek.
Sinüs sorunları: Çok yakın bir insandan tedirgin olmak.
Siyah noktalar: Kirli ve sevgisiz hissetmek.
Soğuk algınlığı: Aynı anda birden çok şeyin birden olması. Zihinsel
karışıklık. “Her kış üç kez soğuk algınlığına yakalanırım” inancı.
Şişmanlık: Korunma isteği. Aşırı duyarlılık. çirkin hissetmek.
Tetanoz: Kızgınlık, yiyip bitiren düşüncelerden kurtulma isteği.
Tırnak Yemek: Çaresizlik, düş kırıklığı. Kendini yemek. Anne babaya öfke
Tüberküloz: Bencillikle kendi kendini yok etmek. Hükmedici düşünceler.
Öç alma ihtiyacı.
Tümör ve kistler: Derinden kırılma ve bunu beslemek. Benliğine darbe
Uçuk ve kabarcıklar: Kırgınlık. Duygusal korunma yoksunluğu.
Uykusuzluk: Korku. Hayat sürecine güvenmemek. Suçluluk.
Uyuz: Başkalarının fazla etkisinde kalmak.
Ülser: Korku. Yetersiz olduğuna dair duyulan güçlü inanç.
Varis: Durumdan nefret etmek. Cesareti yitirmek. Aşırı yük inancı.
Vitiligo: Ait olmama. Kendini her şeyin dışında hissetmek.
Yanma: Kızgınlık. Küplere binmek. Alev alev öfke.
Yatağı ıslatma: Ebeveyn korkusu. Genellikle baba.
Rahatsızlıkların alt nedenleriyle ilgili daha ayrıntılı bilgi için
bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Uyarı:
Aşağıdaki rahatsızlıkların duygu-düşünsel temelli olası nedenleri verilmiştir Bunlar, yapılan istatiksel bilgilere ve duyudışı algıları güçlü holistik uygulayıcıların deneyimlerine göre şekillenmiştir. Her rahatsızlığın birden fazla kompleks nedeni olabilir. Daha ayrıntılı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Rahatsızlıkların anatomik nedenleri ve teşhis-tedavi için uzman doktorunuza görünmeniz tavsiye edilir.
/ e v r e n s e l b i o e n e r j i \
Bilinçaltı duygusal hafızamızın en güçlü parçasıdır. Her şeyi kayda alan ve sindiren, geçmişte yaşadıklarımız dayalı olarak kişiliğimizi beynimizin parçasıdır. Maalesef, bilinçaltı, birçok zihinsel yapışkan düşüncelerle dolabiliyor. Kötü tecrübeler, duygusal incinmeler, hayal kırıklıkları, eleştiriler ve diğer olumsuz hatıralar, kişiyi sabote etme ile sonuçlanan korku durumu şeklinde bilinçaltına yerleşiyor. Örneğin, yeni ilişkiye başlayan birisi bilinçaltındaki önemsiz konulardaki eleştirilerle ilişkiyi sabote edebiliyor. Bu meydana gelebilecek incinmeden korunmak için kişi tarafından yapılabilir.
Bilinçaltındaki kirlilikleri temizleme kendini sabote etmeyi durdurup hayatta ilerlemeyi sağlar. Olumlamalar, bilinçaltını tekrar programlar ama temizlemez. Bu güçlendirme, bilinçaltındaki problemlere sebep olan enerjetik tortuyu temizler. Bilinçaltı bir kere temizlendiğinde, yeni pozitif düşüceler yerleştirmek daha kolay olacaktır.
Bebeklik ve ilk çocukluk yıllarında aile, televizyon, arkadaşlar, öğretmen ve otorite sahiplerinden öğrenilen olumsuz inanç ve düşünce kalıpları kişinin bütün bir ömrünü etkileyen sınırlamaları oluşturabilir. Sınırlı ve hatalı inanç kalıpları ( blokajlar ), yaşamın istediğimiz yönde akıcı gitmesine engel olur. Engeller zihnin bilinçaltı denilen depo yerinde tutulur ve yaşanılanlara göre daha da perçinlenir.
Çevrenin de etkisiyle zihinde başlayan olumsuzluklar enerji bedenimizde ( Aura, Chakra / Marma, Meridyen / Nadi ) biooenerji ve evrensel enerji akış bozukluğuna neden olur. Önlem alınmazsa fiziksel bedenimizdeki kas, eklem, iç organ ve hormonal salgı bezlerinde aksamalar sonucu fiziksel rahatsızlık olarak kendini dışa vurur. Sonuç olarak dünyaya ilk gelişimizle başlayan umutlu yolculuk zamanla kendini yaşam kalitesinin düştüğü kısır bir döngüye bırakır.
Küçük yaşlarda şekillenen öğrenilmiş kodlar, artık değiştirilmesi ancak yüksek farkındalık ve düzenli çalışma sonucu mümkün olacak bir safhanın gelmesini bekler. “Niçin” sorusuyla ve objektif gözlemle farkındalık kapıları açılır. Şifa da bu kapıların açılmasına bedenin ve ruhun verdiği yanıttır. Şifa sadece fiziksel rahatsızlıklar için değil hayatın tümü için bir normalleşmedir.
Arketipler
Arketipler, Plato’nun devrinden beri dağarcığımızda yer alır. Plato, arketiplerin, Biçim’lerin ideal ölümsüz şablonları olduğunu anlatmıştır. Ayrıca, bu ölümsüz Biçim’lerin maddeye yansıdığını da söylemiştir. Başka filozoflar da arketip konusuna değinmişlerdir ancak 20. yy’da İsviçreli psikolog Carl Jung, arketipleri modern bilinç haritasına oturtmuştur. Jung’a göre, “her kişide aynı olan, kollektif, evrensel ve kişisel olmayan bir psişik sistem vardır.” Bu “kollektif bilinçaltı”, Jung’un isimlendirdiği şekilde, her insana miras kalır ve büyük oranda arketiplerden ve mitolojik figürlerden oluşur.
Temelinde, çoğu arketip, yaşamdaki tarihsel rollerden ortaya çıkmıştır, örneğin Kurban, Sabotajcı. Asi, Fahişe, Anne, Çocuk, Hizmetçi vb. Evrensel olaylar veya durumlar da arketipleri oluşturabilir. Arketipler evrensel ve tarihsel olmalarına rağmen, bizim kendi bilinçaltımızın bir parçası olarak yer aldıklarında kişiselleşirler.
Tüm arketiplerin gölge ( negatif ) olduğu kadar aydınlık ( pozitif ) yönleri de vardır. Arketipleri incelerken en önemli konu, hangi olayların gölge, hangi olayların ise bizi uyarıcı, destekleyici ve güçlendirici olduğunu kavramaktır.
Kişisel destek takımımızda yer alan 12 arketipimizden, 4 tanesi hepimizde mevcuttur: Çocuk, Kurban, Sabotajcı ve Fahişe. Her biri, yaşam mücadelemizde karşılaştığımız en zorlu olaylarda çok etkin rol oynar.
Örneğin Asi arketipi; kanunsuz bir otoriteyle mücadele etmeniz ve yeni bir hareket başlatmanız için itici bir güç olabilir. Ancak farkındalığınız yoksa, gölge yönü, yapıcı otoriteye, olumlu liderlere de her türlü şeye karşı çıkmanıza yol açabilir ve asi’lik imajına hayran olmanıza sebep olabilir. Benzer şekilde, Kral-Kraliçe, gücünüzü doğru kullanmanızı, olaylarda inisiyatifi, sorumluluğu kendi üzerinize almayı ve yardımsever davranmanıza yol açar. Ancak gölge Kral-Kraliçe, emir yağdırır,
imkânsız isteklerle etrafını bunaltır ve kafaları uçurabilir!
Arketipler, tozlu bir şatoda asılı duran ataların portreleri gibi, enerjetik bedenimizde yer alan pasif varlıklar değildirler. Tehlikede olduğumuzda bizi uyarmak veya yıkıcı bir davranışa kapılmamak için, gardiyanlarımız ve içsel müttefiklerimiz şeklinde aktif rol oynarlar.
Doğmadan önce bu yaşamımız için bir kontrat yaparız ve bu kontratta hangi deneyimleri, hangi tip insanlarla yaşayacağımız bellidir. Bu Kontratımızı gerçekleştirmemizde yardımcı olacak, 12 arketipten oluşan bir destek grubumuz vardır.
Bu 12 davranış modeli tamamen size ait olduğu için, onları adeta yakın arkadaşlarımız şeklinde düşünebiliriz. Kişiliğiniz, dürtüleriniz, duygularınız, inançlarınız, motivasyonlarınız ve aksiyonlarınız için temel oluştururlar. Kontratımızın bir parçası olarak, karşılaşacağımız ve mücadele edip aşacağımız farklı konuları, korkuları ve zayıflıkları temsil eder. Bu yolda ilerlerken, 4 temel arketipinizin spritüel ( ruhsal ) olduğu kadar dünyevi konularda da en önemli müttefiklerinizi olduğunu farkedeceksiniz.
Kurban Arketipi
Bu arketip herkeste mevcuttur. "Kurban" arketipi özellikle bizim toplumumuzda çok baskındır. Bu olasılık pasif kalma, uygunsuz ve fazla acele etme durumlarında ortaya çıkar. Güvenlik alanından çıkmak istemeyenler bu arketipin gölgesine sınırlanırlar. Gölge Kurban, olumlu ilgiden mahrum olmamak için sempati veya acıma şeklinde gelen bu rolü oynamaktan hoşnut olduğunuzu gösterir.
Genel olarak kendimizi "kurban" edilmiş görmeye meyilli olsak da her kurbanın içinde, bir başkasını da kurban etme güdüsü olduğundan, kendimizi kurban etme derecemize göre biz de bir başkasını kurban ederiz...
Bu arketipin gölgesinin kendini gösterdiği bazı şekiller:
• Bir evebeyn, kardeş, arkadaş veya öğretmen tarafından tacize uğramak
• Yapmadığın bir şey için suçlanmak veya cezalandırılmak
• İstediğiniz bir şeyi ilk seferde elde edememek
Sabotajcı Arketipi
Bu arketip herkes de mevcuttur. Güçlenmenizi ve başarınızı engelleyen seçimlere yol açar, düşük seviyedeki özgüven ile alakalı korkuları ve konuları ortaya çıkarır. Onu yandaşınız yaptığınızda, başkaları tarafından sabote edilebileceğiniz durumları ve kendinizi sabote eden şartlara dikkatinizi çeker. Gölge Sabotajcı, kendini yıkıcı veya başkalarını engelleyen veya aşağılayan davranışlarda görünür.
Bu arketipin gölge yanıyla karşılaşmanın temel nedeni, yaşama değişimi davet etmekten korkmaktır! Ancak değişim ise kaçınılmaz ve sürekli değil midir? Bu değişim ihtiyacına, mecburiyetine, pozitif cevap vermek, verebilmek esastır.
Bu arketipin gölgesinin kendini gösterdiği bazı şekiller:
• İltifatı kabul etmemek
• Yeteneklerinin peşinden koşmamak
• Sevildiğine inanmamak.
Fahişe Arketipi
Fahişe arketipi herkes de mevcuttur. "Fahişe" kelimesinin sadece söylenmesi bile herkesi tedirgin eder, bırakın irdelenmesini… Genel olarak kullandığımız anlamıyla, para için bedenini kiraya vermek belki de en basit ve masum halidir. Ancak bu arketip: Fiziksel ve materyel (dünyevi) yaşam mücadelesi korkuları veya finansal kazanç isteği yüzünden bütünlüğü veya ruhu satacak (onlarla ilgili pazarlığa girecek) dersler aldırır.
Cazibe, elde etmek ve kontrol ile ilgili bilinçaltı noktaları tetikler. Yeteneğini, fikirlerini ve diğer kişisel özelliklerini de satmak, değerlendirmemek veya vazgeçmek de dâhildir. Gölge Fahişe, sadece sizin nasıl kazanacağınıza bakar. Ancak bu süreçte ruhsal olarak size neye mal olduğunu göstermez. Bize en fazla acı çektiren ilişkilerimizde de Fahişe arketipi vardır!
Bu arketipin gölgesinin kendini gösterdiği bazı şekiller:
• Ünlü birisinin arkadaşı olmak ve bunu belli etmek
• Parayla etrafını kontrol etmek
• Yalnız kalmamak için bir ilişkiye devam etmek
• İş yaşamında etik olmayan davranışlar yapmak veya yapılmasını istenmek
Çocuk arketipi
Çocuk arketipinin olgun hali, yaşımız ne olursa olsun, içimizdeki masum, eğlenceli, yarının mucizelerini bekleyen yanımızı besler. Bu yanımız, yetişkin hayatımızın sorumluluklarının ciddiyetini dengeleyen oyuncu halimizi ortaya çıkarır. Dengeli Çocuğun yanında olmak zevktir çünkü bu yanımızdan yayılan enerji bulaşıcıdır ve içimizdeki iyiyi ortaya çıkardığı kadar başkalarındaki iyiyi de ortaya çıkarır.
Yaralı Çocuk, Yetim Çocuk, Bağımlı, Masum, Doğa, Kutsal ve Ebedi Çocuk.
Çocuğun pek çok versiyonu vardır. Bu enerjiler farklı durumlarda, şartlarda ortaya çıkarlar. Ancak, tüm çocuk arketiplerinin ana teması, bağımlılık ve sorumluluk arasındaki dengedir. Ne zaman sorumluluk alıp, ne zaman sağlıklı bir bağımlılığa evet demeyi öğrenmeniz gerekir. Çocuk arketipinin her farklı biçimi, gölgeleriyle beraber, kendine has özellikler gösterir.
Yaralı Çocuk
Yaralı Çocuk, taciz, ihtimal ve diğer benzer travmaların anılarını saklar. Çoğu insan, ebeveynleri ile olan sağlıksız ilişkilerinin Yaralı Çocuğu yarattığını söyler. Gölge yönleri, kendine acıma, başına gelen her problemde anne ve babayı suçlama ve affetmeyi reddediş olarak ortaya çıkar.
Yetim Çocuk
Pek çok çocuk hikâyesinde ( Sindrella kül kedisi, Oz Büyücüsü, Harry Potter ) bu tema vardır. Tüm bu hikâyeler, doğumlarından itibaren, içinde yer aldıkları ailelerine (kabilelerine) ait olmadıkları hissini veren insan psikolojisinden de bahseder. Yetimler aile çemberine dâhil edilmediklerinden, bağımsızlıklarını çok erken yaşta kazanırlar.
Masum / Mucize Çocuk
Mucize Çocuk, her şeyden ilahi bir güzellik görme potansiyeline sahiptir. Çok zorlu şartlarda bile cesaret ve bilgelik becerisini gösterebilir. (Ör: Polyanna, Anne Frank, Roberto Begnini, Hayat güzeldir) Bu arketip, hayal gücü ve her şeyin mümkün olduğu inancına sahiptir.
Doğa Çocuk
Derin ve bağlayıcı doğal güçlerden feyz alan Doğa Çocuk, özellikle hayvanlarla arkadaştır. Yumuşak, duygusal özelliklere sahip olmasına rağmen, içsel dayanıklılığa ve hayatta kalabilme gücüne sahiptir (aynı Doğanın kendisi gibi). Doğa Çocukları, hayvanlarla iletişim kurabilme becerisine sahiptirler.
Bağımlı Çocuk
Bağımlı Çocuk, içinde hiçbir şeyin asla yeterli olmadığını içeren ağır bir duygu taşır ve sürekli çocuklukta kaybolmuş olan bir şeyi telafi etmek ister ki kaybolan şeyin ne olduğu asla tam net değildir. Yaralı çocukta olduğu gibi, depresyona meyillidir, üstelik daha ağır bir şekilde. Bağımlı Çocuk, kendi ihtiyaçlarına odaklıdır, başkalarının ihtiyaçlarını genellikle göremez.
Ebedi Çocuk
Ebedi Çocuk, daima bedenimizin, aklımızın ve ruhumuzun genç kalmasını ve yaşımız ne olursa olsun yaşamdan zevk almamızı sağlar. Gölgesi, genellikle büyüyememe, yetişkin olarak sorumlu bir hayat kuramamadır. Peter Pan’da olduğu gibi…
/ e v r e n s e l b i o e n e r j i \

Rahatsızlıkların
Alt Nedenleri

Bilinçaltı ve Arketip