Beden Zihin Enerji Ruh 

Günlük yaşamın stresi önce zihinsel sonra fiziksel gerginliklere neden olur. Zihinde başlayan gerginlikler bioenerji kanallarımızın akıcılığını yitirmesine ve olumsuz duygulara neden olur. Bu duygusal birikim hormonal dengemizi bozarak zamanla fiziksel bedenimizde ağrı ve önlem alınmazsa rahatsızlık olarak kendini gösterir. Kişi, fiziksel ve zihinsel gevşemeyi bilmiyorsa, zamanla sinir sistemi, kas, eklem ve iç organlarda fonksiyon bozuklukları görülmesi kaçınılmazdır. Duruş bozukluklarında, gergin ve mutsuz bir psikolojide, özellikle yüz, omuz ve sırt kaslarımız gerilir.

 

Aynı olumsuz duygu ve düşünceler gibi fiziksel atık kimyasallar yani toksinler ( beden zehirleri ); hücrelerimizi dolayısıyla dokularımızı ve organlarımızı yıpratarak erken yaşlandırır. Bu toksinler; yorgunluk, güçsüzlük, bitkinlik, kendini iyi hissetmeme, aşırı uyku ya da uykusuzluk, kas gerginliği, eklem sertliği, ağrı, sinirlilik gibi sorunlara neden olur ve kişinin yaşam kalitesini düşürür. Detoksifikasyonda, hücre, doku, iç organlar ve bağırsak florasının düzenlenmesi ile vücut toksinlerden arınır. Böylece kişi daha duru düşünür ve strese karşı daha dirençli olup bağışıklık düzeyini yükseltir. Hastalıklara yakalanmaz.

S t r e s,  G e v ş e m e  ve D e t o k s / A r ı n m a  

​Stress, bireyin adaptasyon yeteneğine göre karşılaştığı zorluğa karşı verdiği tepkidir. Göreceli bir kavramdır çünkü biri için stres kaynağı olan bir olay, başkası için olmayabilir. Ne yazık ki günümüz koşullarının kaçınılmaz bir parçasıdır. İki tür stres vardır. Bunlardan “Olumlu Stres” iyi sonuçlar çıkartır. Bir hedefe ulaşırken bireyin karşılaştığı zorluklara karşı dayanma gücü ve enerji verir.

​

“Olumsuz Stres” ise bireyin kendine güvenini kaybetmesine neden olan, yetersizlik duygusu, çaresizlik, umutsuzluk ve hayal kırıklığı meydana getirir. Sıfır stres heyecansız, bitkisel hayat gibi bir yaşam olacaktır. Ancak limiti aşan stres de fiziksel ve ruhsal dengeyi tamamen bozduğundan çok tehlikeli olabilir. Çünkü bu durumda birey, aşırı enerji harcamakta ve tükenmektedir.



​Birey ve bireyin içinde bulunduğu durumdan kaynaklanan stres kaynakları da vardır. İnsanlar kişilikleriyle bağlantılı davranışlar gösterirler. Stresi yönetebilmek için öncelikle kendimizi tam olarak tanımamız gerekir. Uyuşturucu, alkol, sigara ve aşırıya kaçıldığında kahve ve televizyon gibi alışkanlıklar aslında başımıza gelen olumsuzlukların nedenini görmemize engel olan durumlara dönüşebilirler.

​

Gerçeklerden kaçmak yerine, onlarla yüzleşmek, neden olan durumu anlamak ve ortadan kaldırmaya çalışmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Meditasyon gibi insanın kendi varlığıyla yalnız kaldığı durumlarda bireyin kendini daha iyi tanıması ve stresini yönetmesi hatta olumsuz stresi yok etmesi mümkündür. Ayrıca kişinin yapmaktan keyif aldığı bir hobiyle uğraşması da stresten korunmak için çok etkilidir.

​

Stresle başa çıkmak ve huzurlu yaşamak için temel öneriler :



•        Kendinizi ve sözde stres yaratan çevre şartlarını iyi tanıyın.
•        Kendinizle ve diğer insanlarla barışık olun, başta kendinizi sevin.
•        Özeleştiri yapın ve herkes tarafından sevilmeyi beklemeyin.
•        Kendinizi vazgeçilmez görmeyin.
•        Yapabildiklerinizle yetinmeyi bilin.

          Sahip olduklarınıza kalpten şükran duyun.
•        Daha fazlasını isterken sabırla adım adım ilerleyin.
•        Kaybettikleriniz için üzülmeyin ancak nedenini araştırın.
•        "Her işi yaparım" ya da "Hiçbir şey yapamam" demeyin.
•        Bedeninizi kontrol edin. Gerginliklerinin farkına varın.
•        Zihninizi kontrol edin. Ne düşündüğünüzün farkına varın.
•        Zamanın ( geçmiş ve geleceğin ) tutsağı olmayın.
•        Şimdiki zamanı farkına vararak keyifle yaşayın.
•        Dengeli beslenin. Sadece doymak için yemeyin.
•        Spora zaman ayırın, egzersiz yapın.
•        Açık havada derin nefesler alın.
•        Alışkanlıklarınızın farkına varın.
•        Bugünün işini yarına bırakmayın.
•        İş yerinden çıkınca işle ilgili düşünceleri orda bırakın.
•        Tatile zaman ayırın.
•        Öfkenizi bastırmayın. Uygun şekilde kendinizi ifade edin.
•        Sevmediğiniz bir şey istenirse nazik  biçimde "Hayır" demeyi,

          ancak  yaşama her koşulda “evet” demeyi bilin.


Unutmamak gerekir ki stres göreceli bir kavramdır. Ona ne kadar izin verirsek,

o bizi o kadar yıpratabilir.



/  beden zihin enerji ruh  \



 

 

​Çağımız insanları arasında en çok da doğal hareket ve duruşlar olması gerektiği gibi değildir. Temel koordinasyon becerilerini küçük bir çocukken spontan bir şekilde ediniriz, ancak büyüyerek çocukluğu geride bırakırken çoğumuz bozulmaya başlarız. Modern yaşamda bedenin kötü kullanılması artık öylesine alışılmış bir durumdadır ki, çoğumuzun bunun farkında bile olmaması üzücü bir şeydir.
​
Büyük bir uyum kapasitesine sahip olan bedenlerimizi çocukluktan başlayarak bilinçsizce kötü kullanıyoruz. Bu yüzden er ya da geç, gerilim bağlantılı bir sürü rahatsızlıklarla bunun bedelini ödüyoruz ve yaşamda bizim önemli saydığımız hedeflere ulaşamamamızın getirdiği hayal kırıklıklarının ıstırabını yaşıyoruz. Hepsinin başlıca sebebi bedenin kötü kullanılmasıdır.​

​

​Toplumda her 100 kişiden 80’i hayatının bir döneminde bel ağrısından yakınır. Bel ağrısı olan hastaların % 70-85'i 6 hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Bel ağrısı; kas spazmı, bel kayması, kireçlenme, romatizma, kemik erimesi, omurlarda kırık ve bel fıtığı gibi çeşitli nedenlerden oluşabilir. Bel ağrılarının ancak % 2'si bel fıtığıdır. Gerçek bel fıtıklarının ancak % 15’i cerrahi tedavi gerektirir. Belinizi en iyi SİZ, kendiniz koruyabilir ve ağrıdan uzak tutabilirsiniz.



Gevşeme Çalışmasında Ön İlkeler :


İlk prensip işi ciddiye almaktır.
Rahatsız edilmeyeceğiniz sessiz loş bir oda seçin.
Rahat bir sandalyeye eller dizlerde oturarak yahut eller ve kollar vücuttan biraz ayrı, uzanarak yapın.
Başlangıçta gözler kapalı olmalıdır.
Nefes alma egzersizi ile başlayın.
Sizin en çok hoşunuza giden sakin bir yeri düşünün ( sahil, göl, orman, dalgaların sesi, ılık kum, güneş, meltemin kokusunu hissedin kuşları dinleyin. Ancak gerçekmiş gibi orda olun )
Tekniği öğreninceye kadar her gün 15 dakika uygulamalısınız.
Hemen başarı beklemeyin.
Tekniği uygulama otomatikleşmelidir.

Bir Gevşeme Çalışması :

Bol rahat elbiseler giyilir, loş sakin yer seçilir, cep telefonu gibi kesinti yaratacak cihazlar kapatılır. Çevreyle ilgi tamamen kesilmelidir. Dikkat dış dünyadan kişinin kendi içine yönelmelidir. İlginin dağılmaması için gözler kapatılır Dikkat şimdiki zamana getirilir. Dikkati şimdiki zamanda tutmakta zorlananlar için nefes takibi çok büyük yarar sağlar.

Gevşeme cümlelerinde kelimelerin aynısı olması değil, anlam önemlidir. Söyleneni kalpten hissetmek gerekir.
Cümleleri çok yavaş söyleyin, her cümleyi üç kere tekrar edin, cümleler arasına üçer saniye bırakın.
Kendimi sakin hissediyorum.
Kendimi gevşemiş hissetmeye başlıyorum.
Ayaklarımı gevşemiş hissediyorum.
Dizlerimi ve ayak bileklerimi gevşemiş hissediyorum.
Kalçalarımı gevşemiş hissediyorum.
Karın bölgemi gevşemiş hissediyorum.
Göğüs bölgemi gevşemiş hissediyorum.
Omuzlarımı gevşemiş hissediyorum.
Boynumu gevşemiş hissediyorum.
Çenemi, yüz kaslarımı ve alnımı gevşemiş hissediyorum.
Tüm vücudumu sakin, ağırlaşmış, gevşemiş ve rahat hissediyorum.
Hayal kurma cümleleri:
​
( 3 dakika, aynı durumda kalın, gözlerinizi kapatın, her cümleyi hissedin ve konsantre olun, her bir cümleyi üç defa tekrar edin )

Hayat ve enerjinin, topraktan ayak ve bacaklarıma aktığını hissediyorum.
Hayat ve enerjinin topraktan sırayla kalçama, mideme ve göğsüme aktığını hissediyorum.
Hayat ve enerjinin topraktan el ve kollarıma aktığını hissediyorum.
Hayat ve enerjinin topraktan omuz, boyun, baş ve yüzüme aktığını hissediyorum.
Hayat ve enerji, hafif ve canlı hissetmeme yol açıyor



/  beden zihin enerji ruh  \